Category

Seyahatlerim
Bir mart sabahı Ordu Çambaşı’na doğru hareket ediyoruz. Çabucak varacağımı düşünerek kahve içmemiş olmanın pişmanlığını yaşıyorum. Yollar sadece sitebize değil kavisli ve oldukça bozuk. Arkadaşım direksiyon sallayadursun; ben içimden nereden düştük bu yollara diye düşünüyor kendimce kem küm ediyorum. Her şey Çambaşı’na varınca son buluyor, bir ramazan ayında ezanın okunuşundan sondaki hazzı yaşıyorum. Bungalov evimize...
Soğuk bir kış günü Midyat‘ın sıcak evlerini gezdik. Mimarisi, tarihî dokusu, farklı yapıtaşlarıyla bambaşka bir ortamı andırıyor. Yüzyıllar sonrasına gidiyor, oradaki insanlarla sohbet ediyormuşcasına sokakları geziyorsun. Kapı önlerinde, seni bekleyen tarih yatıyor sanki. Kapıyı tıklatıyor,evlere değil de tarihin içerisine gidiyormuşcasına bir havaya kapılarak geziyorsun mekânları. Mekânda yaşayanlar seni farklı etnik yapılara, gruplara, farklı dinî düşünceleri...
Onlar bizim küçüklük arkadaşlarımız. Sokağa çıktığımızda bize eşlik eden, zaman zaman bizleri korkutan, zaman zaman elimize ayağımıza dolaşıp bizlere merhameti öğreten arkadaşlarımız. Onlarla bugün İstanbul’u gezdim. İstanbul’a sahip çıkan  her köşe bucak da bir arkadaşa rastlayabilirsiniz. Kimisi hareketli ve heyecanlı, kimisi endişeli ve ürkek, kimisi asil ve kuğulu. Onlara sahip çıktıkça sokağımız, şehrimiz ve yüreğimiz...
1 2

My New Stories