Benim için merak etmek, var olmanın yadsınamaz hakikatidir. Merak yetisini kaybeden kişinin düşünce yetisinde de ciddi sorunların çıkacağını düşünüyorum. İnsan hakkında yapılan birçok tanımın yanı sıra ben, “Merak edebilen canlı” tanımını kullanıyorum. Bu merakımla Türk Felsefeci İonna Kuçuradi’nin düşünsel gerçekliğinin karşısına çıkıyorum.
Heybetli bir çınar ağacının bahar heyecanını yüzünde bulabildiğim Kuçuradi, bugünlerde büyük bir çabanın içerisinde. Çalışmanın kendisini mutlu ettiğini sıklıkla dile getiren düşünür, bu hissiyatla karşılıyor tüm soruları.
Bu arada, 2024 yılı, Immanuel Kant’ın 300. doğum yıldönümüne denk geliyor. Türkiye Felsefe Kurumu & Alman Kültür Merkezi tarafından büyük bir coşkuyla bu özel günün anılması planlanıyor. Dünyaca ünlü birçok akademisyen, düşünür ve felsefecinin katılacağı program, Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Felsefenin “nedir?” diye biten bütün cümleleri, yeni bir sorunun doğmasına neden olduğu gibi, bu çalışma da farklı bir uğraşının başlangıcı olacaktır.
İlkeler ve çıkarımlar ile başlayan düşünme çabası, değer yargılarına göre değişiklik arz etmez. Keyfi ve bireysel çıkarımlar, toplumları hiçlikle özdeşleşen bir yere ulaştırır ki bu da olumlu bir şey değildir. Değersizlik veya her şeyin eşdeğer görülmesi, varoluşsal bir hiçliğe varır.
Fransız Filozof Albert Camus’nün “Veba” kitabından “Dünyadaki kötülük, hemen hemen hep bilmemekten kaynaklanır. İyiyi isteme de, aydınlanmamışsa, kötüyü isteme kadar zarar verebilir” cümlesini anımsatan düşünür, “Ismarlama bir kitapmış gibi, aradığım birçok örneği Veba’da bulmam, benim hoşuma gidiyor” diye ekliyor.
Saf aklın dürüstlüğünü bu kelimelerle ilk defa duyduğunu ve oldukça kopyasız durduğunu dile getirmesi, ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor. Günümüzün en büyük probleminin “anlam” sorunu olması, kendi düşüncesiyle özdeşleşiyor. Yanlış tanımlarla kurulan cümleler, anlamsız fikirleri ortaya çıkarıyor. Tıpkı baktığını görememek gibi… Çünkü hayat, mantıktan ibaret değildir.
Bir ömür boyu onurla mülakat listemde duracak bu çalışma için şükranlarımı sunuyorum.
Dünyada değişen birçok şey, bazı insanların her şeyi bilmediğimizi kabul etmesiyle başlamıştır. Aslında her başlangıç da böyledir. Şimdi cehaletimizi kabul edecek cesarete ve dürüstlüğe sahip olduğumuza göre, yeniden her şeye başlayabiliriz. Devamı belki derlenecek bir kitapta yer alacaktır.